8 Kasım Salı günü saat 16:00'da açılışı yapılan Göz Sergisi, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Ana Galeri'de tekstil ve sanatseverlere kapılarını açtı.
Küratörlüğünü Prof. Dr. Biret Tavman'ın yaptığı bu serginin amacı Türkiye'de tekstil sanatını tanımak ve geliştirmek. Türkiye'de sanat alanında örme tekniği kullanılmazken, bu karma sergilerle kullanılmaya başlanmış.
Ters-Yüz Örme Sanatı Sergisi ilk kez Madrid'deki 2019 WTA (World Textile Art) Bienali'inde davetli sergi olarak yer almış. Bu yıl düzenlenen X.WTA Tekstil Bienali'nde Ters-Yüz Sergisi davetli grup sergi olarak ikinci kez yer almakta.
WTA Bienali kapsamındaki Ters-Yüz Örme Sanatı Sergisi için seçilen sanatçılar, 11 yıllık bir geçmişe sahip Ters-Yüz Örme Grubunun sanatçılarından oluşuyor. Bu grup yılda en az bir kez örme alanında sergi açıyor ve yaklaşık 70 kişilik bir sanatçı grupları var. Her yıl düzenlenen sergilerde farklı sayıda katılımcılar bu gruba ekleniyor. Bienal kapsamındaki sergi için örme alanında çalışan ve sergiye çeşitlilik sağlayacağını düşündükleri farklı yöntem ve teknikleri deneyen 27 sanatçı seçilmiş.
Bu yıl serginin ana teması "Göz" olarak belirlenmiş. Halil Cibran'ın Göz adlı şiirinden esinlenilmiş.
" Mavi sisin örttüğü vadileri, dağları görüyorum, " dedi göz, "ne kadar da güzeller"
Kulak dikkatle dinledikten sonra bir süre, "Nerede bu dağlar? Duyamıyorum," dedi.
Sonra el konuştu: "Dağ yok. Kokusunu alamıyorum."
Göz bakışlarını çevirdi. Diğerleri gözün tuhaf yanılgısından söz etmeye başladılar. "Gözün bir derdi olmalı."
Halil Cibran
Bu etkileyici temayı okuyup, sergi salonuna giriş yaptık. Öncelikle sergi küratörü Biret Tavman ile sohbet ettik. Sergi hakkında bizi bilgilendirdikten sonra polyester ve akrilik ipliklerle yapmış olduğu Bölünmüş Göz adlı eserinin manifestosunu bizlerle paylaştı.
" Gözün Dünyayı nasıl algıladığı, gerçekte gördüklerimiz gerçek mi yoksa değil mi? Diğer duyu organları bunu hissetmezken göz yanılgıya mı düşer? Örme sanat eserim 3 parçadan oluşuyor. Bunun sebebi algının bölünebileceği gerçeğini yansıtıyor. Ne kadar algılıyoruz? Algıladığımız ne kadar doğru? Gördüğümüz ne kadar gerçek? Gözün gördüğünün ilerisinde başka bir algı var. O algının farkındalığını anlamak ve anlamlandırmak kolay değil. "
Biret Tavman
Marmara Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Doktora öğrencisi - Doğuş Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi Nigar Demirtay ile karşılaştık. Geçtiğimiz ay Doku Kumaş Tasarım Yarışması Örme Kategorisi birinciliği ile kendisine aşinaydık. Nigar Demirtay sergiye viskon ve akrilik iplikten yaptığı, Görünüyorum, Buradayım (Cinsiyetsiz) adlı eseri ile katılım sağlamış. Manifestosunu sizlerle paylaşıyoruz:
" Bakmak; her canlının sıradan eylemidir basite indirgendiğinde. Bakmak, bir maddeyi beynimizde yaratabilmeli ve sonrasında görmeden o madde hakkında bir şeyler söyleyebilmenin aracıdır.
Ama baktığımızda ne gördüğümüzdür asıl mesele. Ortaya konan nesne üzerine yapılan konuşmalar ve çıkarımlar görünenle ilintili ama kimin gördüğüyle bağlantılı, karmaşık bir dizi fikir sunar. Şekil, hacim ve renk maddenin varlığına değil, maddenin fikrine hizmet eder bu yolla. Görmek; istersen bir beden, görmek istersen cinsiyettir (cinsiyeti olan kadın-erkek) karşısındaki. Ne gördüğün, bazen nesneye bağlı kalmayan, sana ait bir düşünce oluyor çoğu zaman... Ne gördük, ne anladık, ne düşündük? "
Nigar Demirtay
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Tekstil Bölümü, El Sanatları ve Örme Tasarımına Giriş Derslerinde Öğretim Görevlisi olan Fatma Büyüksofuoğlu ile kâğıt iplikten yaptığı Gör adlı eseri hakkında konuştuk. Bize manifestosunu şu şekilde özetledi.
" Gör, özümü.
Gör, varlık sebebimi.
Gör, duy, kokla, dokun hatta.
Sonra gerçekten gördüğünü fısılda kulağıma... "
Fatma Büyüksofuoğlu
Fashion Design Institute Macedonia, Öğretim Görevlisi olan Maşide Lyoçi'nin karanlıkta ışık saçan pamuk ve polyester iplikle yaptığı tasarım hakkında konuştuk. Manifestosu şu şekilde;
" Önce insanların gözlerini kapatıyorlar sonra onlardan zifiri karanlıkta dokunarak, koklayarak, duyarak hissetmelerini bekliyorlar ve bütün duyguların eşitliğinden bahsediyorlar. Karanlıktaki bu diyalog gözün bilincini kısıtlayan, gözü diğer duyu organlarıyla bir tutmak için öncülüğünü yok sayan ve diğer duyu organlarının işlevini arttıran hilebaz değil midir? Oysaki göz, içimizdeki karanlığı aydınlık yapan, ışıklara boğandır. Peki ya aniden bir anda beliriveriyor küçücük bir ışık. Sizce de karanlıktaki bu ışık, bu hileyi bozmaz mı? "
Maşide Lyoçi
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Araştırma Görevlisi Reyhan Polat, İris'in Belleği adlı eseri ile sergiye katılım sağlayanlar arasındaydı. Bizlere manifestosunu kısaca şu şekilde özetledi.
" Varoloşumuzu farkettiğimiz andan itibaren gördüklerimizin bize algılattınız dünya, özenelim ötesine geçebilir miydi? Gördüklerimiz bizi tek başına mutlu edemeyeceği için mi bellek denen kavram oluşmuştu? Belleğin katmanlarını açabilseydik yaşanmışlıkların renk ahengi bize tatmin olacağımız dünyayı vaad eder miydi? "
Reyhan Polat
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Doçent Irmak Bayburtlu'nun sentetik ip ve silikon malzemelerinden yaptığı Kırmızıya Dokunmak adlı eseri hakkındaki manifestosunu şu şekilde belirtti.
" Dokun'suz dokunuş gibi bir şey renkleri koklamak.
Kırmızının kıyısında gezinirken siyahı duymak.
Pembemsi bejlerde dans edip Beyazda yok olmak.
Kurşini akşamları dinlerken, yine kırmızıya dokunup Siyahı tatmak.
Kuş yumurtası Mavisinde ufka dalıp Somon Sarımsı güneşi batırmakmış.
Renge Dokunmak... "
Irmak Bayburtlu
Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel sanatlar Fakültesi, Moda Giyim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi, Profesör Sedef Acar, sergiye Mavi Küp adlı eseri ile katılım sağlamış. Sergi salonunda gezinirken renk, doku ve bütünsellik açısından oldukça ilgimizi çeken bir eserdi. Sedef Acar, manifestosunu şu şekilde özetliyor:
Mavi Küp imgeden nesneye dönüşüp görünür oldu. Gözler mavi küpü algılasa da duygular çeşit çeşit dokular, sesler ve kokularla çeşit çeşit anlamlar buldu.
Sedef Acar - Mavi Küp
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü'nde Yüksek Lisans Eğitimini bu yıl tamamlayacak olan, Dilara Altınkepçe Arslan, sergiye geri dönüştürülmüş pamukla yaptığı, Bütünsel Duyu Haritası adlı eserle katılım sağladı. Manifestosunu şu şekilde belirtti.
Duyular yalnızca beyne iletilen tek yönlü veriler değildir. Beyin bu verileri toplayıp işlemekle kalmaz, itinayla biriktirir ve aldığı her veriyi bu birikimle harmanlar.
Bu harman yer yer ses olur, tat olur, görüntü olur ve geri yansır. Bu yansıma yanılgı mıdır?
Harika bir betimleme veriye dönüşebilir mi?
Dilara Altınkepçe Arslan - Bütünsel Duyu Haritası
Toplam 27 sanatçının eserlerini görme imkanı bulduğumuz The Eye Sergisi 20 Kasım 2022 Perşembe gününe kadar ziyarete açık olacak.
Tekstil, moda, örme, dokuma ve sanattan haberdar olmak için Kniturkey ile kal!
Comments